28.02.2008

Ben dediğinde, ötekini çoktan algılama süzgecinden geçirmişsindir. Ötekini düşünmek, ötekinin farkında olmak, ben olma olgusunun yapılandırır.


Her gelen nesil, kendisine gerekli görülen rolleri benimseyerek büyür, yeni roller edinirken, gelenekselliği ve yetiştirilişine göre rol kalıplarına girmeye özen gösterir. Var olmak için, dayatılan rolleri farkında olmadan üstlenen insan, doğasını kendi ahengi içinde zaten yitirmiştir. Olduğu değil, olması gerektiğidir. Belirleyici yetiştiği ortamdır.


Var olmanın gösterdiği kısımla ilgili olduğunu anlayan insan, gösteren ve gören kısımlarına ayrıldığında, farklı olmanın varlığını sürdürmek ya da göz önünde olmanın var olmak dayatmasını benimser ve var olabilmek için kim ya da ne olduğundan daha fazlasını gösterebiliyorsa bu sistem içerisinde var olur ve popüler olup, ne kadar çok kişi tarafından fark edilirse, kendisinde o kadar yaşama hakkı bulur...


Kişinin kimliği artık ne gösterdiğiyle ilgilidir. Kimlikler olduğunu değil, neyi gösterebildiğinle şekillenir.


Toplum yeni nesillerini yetiştirirken, şekillendirirken bu kültürel erozyonu hesaba katmaz, kültürel erozyona uğrayan toplumların, kendi nesillerini yaratması düşünülemez, bu erozyona maruz kalan toplumlar, maruz bırakan toplumların üstünlüğünde, benliğinden uzak ama farkında olmadan hayatlarını süredururlar. (Bakınız, günümüz Türkiye'si.)

Hiç yorum yok: