6.02.2008

serengetinin bunalımlı gün batımları

Ne istediğini bilemeyen insan sancıları ya da ne istediğini bilip de dillendiremeyen başka sancılar
sonucu ortaya çıkan sanrılar bütününe, kısmi bunalım diyoruz.


Kısmi oluyor,
nedensiz pörtleyebiliyor bünyede çünkü,
nedensiz de çekip, gidebiliyor.
Geliş ve gidişlerini kaleme almadığımızdan ötürü
her gelişinde ilk defa karşılaşıyor muşcasına bir heyecan ve panik sarıyor haliyle ruhu...

Bir hezeyan coşkusu, bir karamsarlık küspesi adı altında çoğu zaman yaşadığımız, geçtiğinde hiç olmamış gibi hayata devam edebildiğimiz bu kısmi bunalım halleri, yeryüzünde yaşayan adına bağyan dediğimiz varlıklarda daha sık rastlanıyor.


Beyne konuçlanan bu hal koşulları, sinsice beklemektedirler. Bilirler avlarının en güçsüz anlarını, avının beklentisinin yükseldiğini hormonların çıkış kat sayılarından anlayarak hücuma geçerler, ve yakalandığını çok geç anlayan av, avcının çenesinin arasında bir ceylan yavrusu gibi beklemeye başlar. Bu kadar aciz bir olaydır bu çünkü,

bu tasvir yerinde oldu bilog sahibi, inan başka türlü nasıl anlatılabilirdi bilmiyorum.

sağ ol okuyucu.


Sonra yine yazacağım.

3 yorum:

Vladimir dedi ki...

Başka türlü kesinlikle tasvir edilemezdi. edilseydi böyle güzel edilemezdi zaten. bunalım geliyor bazen, bağırası geliyor insanın ama bağırmıyor susuyor. tuhaf bir şey. neyse geçiyordum uğrdaım. yazılarınızı okudum. bir merhabaa demek istedim.

Büşra dedi ki...

bunaldım
bunaldın
bunaldı...

bunalımın hakkını verelim, o olmasa biz ne yazacağız ki di mi?

Asuman Unsal dedi ki...

1 bık
2 bık
üç bık
bık bık bık
bunaldım
kikirikki :)(: