12.02.2008

Uyandığımı biliyorum, sabah ezanıydı,

sonra yattığımı biliyorum,

uyumadan geçen saatleri biliyorum,

gözlerim kapalıydı,

kendimi biliyorum,

susamıştım.


Diğer şeyler neydi, bilmiyorum.

Rüyalardı sanırım,

ya da olmasını istediklerimin

uydurma düzmeceleri,

koşturan insanların ardında

kalıp, onlara öyle bakmak kadar

anlamsızca gelen onca iş

masamın üzerinde

bense kendi peşimde,

omuzlarım üşüdü bugün benim.


Bugün hiçbir amacı olmayan işler yaptım,

daha da yapacak gibi görünüyorum.

Koştum, kendime dair yapabildiğim tek şey koşmaktı.

Yağmurda yağmadı, uyurken koşabilmek kadar güzel

başka ne vardı desen, sana saatlerce anlatabilirim okuyucu, inan gerek yok.

Ben biliyorum da ne oluyor ya da ne olamıyor okuyucu, sana diyorum.

Bişi de bana.

Ya da deme, tamam susalım beraber.


Her ülkenin çingenesi var mıdır? Varsa neden bizim çingenelerimiz, onların çingeneleri gibi

müzik yapmıyorlar, neden o çingenelerin coşkuları hep acı, içimi acıtıyor.

Neden?

Neden?

Ya da İtalya'ya kartpostal yollamak bu kadar keyifli olabilir mi?

Hiçbir şey bilmiyorum okuyucu,

bugünlerde tek heyecanım dokuz mart.

Heyecanlanacak daha iyi bir şey bulursam, sana da söyleyeceğim.


Hadi kal sağlıcakla ya da nasıl istiyorsan.


* bak dinlemek istersen diye evinize hizmet de getiriyoruz.




Hiç yorum yok: