1.07.2008



*o*



Rüyalar görüyorum, çıkamıyorum. Uyanıyorum, tavana uzun zamandır mı bakıyorum ki diyorum, kendimle konuşurken sessiz cümleler kuruyorum, içimden sesleniyorum. Duymuyorsun.


Birden başımı çeviriyorum, üzerimde çimin en güzel yeşili ve yeni biçilmişliğin hüzünlü kokusu, seni görüyorum. Kalıyorum yeşilin içinde, üzerimden kaç çiçek geçiyor, kaç böcek geçiyor, kaç yağmur, kaç fırtına; hesabını yapamıyorum. Bakıyorum sana, kökleniyorum, çıkamıyorum, kavuşmak istedikçe, çekiyor toprak, çıkamıyorum.


Sonra...


Sonraysa içinden kalkan gemilere biniyorum, el sallıyorum, ellerimde mutluluklar, gözlerimde sevinç, belki de ne olduğu belirsiz onlarca duygu, düştü düşecek gözlerimden, kapıyorum gözlerimi. Martı sesleri kulaklarımızda, yüzümüzde denizin tuzunu taşıyan rüzgârlar, kollarında ben, taşınıyoruz uzak diyarlara.


İçinden kalkan gemilerde konaklıyorum, gidiyorum adalarına, parlak kumlu sahiller, turuncu akşam üzerleri, hani ne varsa hep biz yakışalım diye...


Açıyorum gözlerimi, sıcak yapışmış üzerime, duş alıyorum, çıkıyorum evden, yine aynı işin telaşı üzerimde, ben yabancı zamana, zaman yabancı bana, karışmıyoruz birbirimize,


nasıl sigara içmek istedim,
bu efkara,
ya da bu efkara söndüreceğim sigaranın koru gibi bazen bu zaman...

Bekledikçe ağırlaşan, zamanın külleri,
gerisi içinden kalkan gemilerle ilgili.




Yetişebildim mi?




Hiç yorum yok: