Çok alakasız yazılar serisi...
Zamanımızda...
Sonrasında şarkının içinden önce sen geçiyorsun; sonrandaysa, peşi sıra martılar, bir iki kelebek ve takım yıldızı...
biraz daha zaman geçer; avuç avuç belirsizlik; tutunduğun körfezin genzini yakan havası; uzaklaşma isteği, hep baki kalansa suyun kaynama noktası; gerisi bildiğin hayat karmaşasında gereksiz kalabalıklar, neyse ki geçebiliyor... yoksa ne yapardık, bebeğim.
Her hangi bir zaman içerisinde...
Neler yaşayabileceğini kestirememek var ya; en güzel tarafı da buydu.
O esnada Dünya adlı gezegenin her hangi bir yerinde...
Akrebin, yelkovandan vazgeçmeyeceğini bilmek Greenwich için sevindirici olsa gerek; benim içinse hiçbir anlamı yok, yüce krallığa bildiririm tüm saygımı içime hapsederek.. Bu galakside yaşayıp da, zaman ayracına alışamayan tüm yaratıklar için sesleniyorum;
Samanyolu sen bizim her şeyimizsin.
Şimdi layığınızla dağılabilirsiniz.
mİlyarlarca galaksiden Samanyolu'na düşmüş olmak; ne büyük talihsizlik.
Yine aynı esnada galaksinin her hangi bir boşluğunda...
Marduk; gizli bir görev için burada bulunuyorum.
Dünya; hani dosttuk.
Tayyip; Marduk bizi teğet geçecek.
Kedi; maovvvvvvvv.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder