7.09.2009





*

Ne kadar zaman önceydi ya da ne kadar şimdiydi.

Uzun uzadıya konuşmaların arefesinde gibiyim, bunu çok istediğimden, yahut bahaneler bulduğumdan ya da sebep bulamadığım onca şeylerden her biri için, uzun uzun konuşmalarım sensiz.

Bazı zamanların kahredici dakikalarına takılırım. Tik, tak, tik,... devam eder dururuz, önce yelkovan, peşi sıra akrep en son ben... Bazı zamanların kahredici yalnızlığına ritm tutarız, alışır kulağım, duymayız, tik, tak, tak... sessizlik. Düşmüşüm.

Atladığımı kim gördü ki? Kim bilebildi, sen mi? Atlarken gözlerindi son gördüğüm, şimdiyse bekleyişlerim, hissettiğim. Zamanın içinde tıkanmışken, lavabo açacağının iyi olabileceğini, ikimize de iyi gelebileceğini düşünmüştüm, sonra kimyasalları sevmediğim aklıma geldi... Ah bir LSD olsa değil mi, ne iyi giderdi, beynimize kristaller yerleşirken, doyasıya severdim seni, sen de beni.


Notun hala cebimde, ben de...


.


1 yorum:

Adsız dedi ki...

"Atlarken gözlerindi son gördüğüm, şimdiyse bekleyişlerim, hissettiğim."
çok güzel ya... aşık olmak yazdırmış size. umarım gönül kapınız hep açık olur. kaleminiz çok güzel.gönlü güzel olmayan birinden bunların çıkması imkansız. siz güzel bir insansınız.ben öle hissediyorum. aşık olmak bu kadar mı yakışır bir insana... yinede karşılıksız aşk, dolabın içindeki güve gibi içten içe yer yer kemirir insanı..naçizane kurtuluşlar dilerim...
emel.