6.10.2009

*
Tırmanır gibi geceye,
belki de heceye... 

Ne önemi var ki...

Etraf bomboş sanki,
ya da ben,
bomboş gibi,
oysa kanıyordum az önce,
içimi boşalta boşalta.

Nedense İspanyolca konuşan kadınları pek sevmiyorum, esasen İspanyol filmlerini seviyorum, ama kadınları çok kalabalıkmış gibi geliyor, İspanyolca onlara kalabalık hissi veriyor gibi duruyor nazarımda... Heh, insanlık için bu önemli bilgiyi sizinle paylaşmaktan gururlandım, az sonra geçecek.
Dedim ya, kadının ağzında ki kalabalıklığı sevmiyorum, ruhundan taşıyormuş gibi konuşuyor.... Zaten zor hayat, İspanyolca daha da zorlaştırıyor.

Karanlık bir sokağa yakışan kadın silueti gibi olmalı dünya ya da her hangi bir planet, öyle şuursuz bir sadelik ki, dinginlik hissi verdiğini de kabullenmeliyim, ellerimin etrafı boş gibi, üzerinde yıldızı olmasa, düşecek gibi ya da bulutların içine saklanmış uzaylılardan görmeyi umut ediyorum bende, bir fincan çay daha alsam geçecek biliyorum, lakin geçirmek gibi derdimiz de yok, zencefil güzel bir baharat, bahçemize de ekiyoruz, sonra başka çiçekler var, varlığıyla şans getirenler filan, insanoğlu ne meraklı bir şeylerin ona şans getirmesine, tekrar Şaman hayatı yaşamak isterdim, oysa hiç yaşamadığım bir hayatla ilgili ön görülerim dilden kaynaklanıyor diyor sevdiğimiz adam, dil bizi, bizden soğutuyor, belki de... Belki...


Sadece özledim demek istemiştim.

.

1 yorum:

7.oda dedi ki...

Her Neyse İşte Özledim Seni ötesinin hiç bir anlamı yok..