19.11.2009




*

Bir kahvaltı sofrasının anatomisini çıkardık, filmlerden özetler geçtik, replikler sıraladık, rubailer düzdük, söylemek istediklerimizi ekmeğimize sürdük, yiyemedik; biraz daha çay, açık olsun lütfen. Bende seni çok seviyorum, seni severken bitirmek istiyorum, kızarmış ekmek, yeşil zeytin çok güzelmiş, havalimanında dans eden sevgilisini izlerken, uçağını kaçıran bir adam vardı, hangi filmdi, hani şu sürekli konuştukları, yanına oturacağım, sana sarılmak nasıl bir his biliyor musun, sadece çok tanıdık olarak ifade edebiliyorum, hayatım boyunca çok tanıdığım bu adama sarılmak istiyorum, ağlarım bak, peynir çok güzel değil mi, Ezine sanırım, unutamam ki, bitemez ki, bir de Şibumi çocuk romanı değil mi? Şibumi yi beğenen birisi Olasılıksız ve Empati ye hayran kalır, Görünmez Canavarları okumalısın, Günce de olabilir olmadı Gösteri Peygamberi, diğerleri safsata, çok korkuyorum, sanırım sensizlikten, kurumuş sosis ve kaşarlar için üzgün olduğumu söylemiş miydim, toplanamayan bir kahvaltı sofrasının buruk yalnızlığına eşlik ettim, çatal bıraktığın gibi, peynirde diş izlerin kalmış, dudaklarımda öpücüğün, ellerimde kokun, saçlarımın arasında nefesin, bulaşıkları yıkıyorum, her şey bir önce ki zamana ya da başka bir hayata aitmiş gibi, her şey çok uzakmış gibi, sen yine varmışsın ve az sonra arayıp, beni ne kadar özlediğine dair uzun uzadıya soluklanacakmışsın gibi, bu kahvaltı sofrasından bir ömür çıkardı ama topladım.Ben de seni çok seviyorum.

nokta

2 yorum:

Adsız dedi ki...

mükemmel...

kalemine sağlık.
emel b.

Asuman Unsal dedi ki...

yaşanmış bir kahvaltıdan alıntı yapılmıştır

teşekkür ederim :)(: