12.01.2008

Her şey uyduruk bir benzetim; hayat böyle bir şey. Putlaştırdığın insanları yakıp, yıkmak yine sana düşüyor.

Az önce Süpermen buradaydı, az lafladık, hani uydurduğum onca şeyden sonra, hala nasıl inatla hayata tutunduğuma şaşkın.

Ay güldürme beni Clark, bak yakın civardaki tüm telefon kulübelerinin kuş bakışı krokisini çıkardım sana, bunun karşılığında bir uçuruvereceksin. Filmlerde gördüğüm gibi değil hayat, biliyorum. İnatla ben bunu istiyorum. İnatla balkona usul bir inişle, açık olan pencereden dalgalanan perdenin ardından, kızarmış yanaklarımla bana bir iyi geceler öpücüğü verip, dünyayı kurtarmaya gitmeni istiyorum.

Birden bir bulut kümesinin içine girsek, hani uyduruktan düzüyorum bunların hepsini, kime ne zararı var ki. Hiç daha önceden bir bulutun içinden geçmedim ben, oysa çoğu insanlar için başarılı bulunuyorum. Biliyorsun hırslarım olmadı hiç, ortak yaşayan insanların anlamsız kaygılarının sonucu ortaya çıkan enerji bütünlüğü müdür ki başarı. Evet, tam olarak ne anlatmak istediğimi anlayamamış olsan dahi, başarı dediğin şey çok anlamsız, benim bünyede yok yani.

Dokunup, sevdiğim saçlarına şu an dokunamıyor olmam, kolay mı sanıyorsun Clark, değil. Tabiî ki değil, kolay olan ne var bu hayatta, senin uçabilmen dışında.

Hala bildiğim şeyler var, unutamadığım, senin de bildiğin, nasıl güzel bir duygu bu Clark, bir Süpermen olmayanın anlamayacağı türden, seni seviyorum. Bunun için teşekkür ederim. Bu tamamen varlığının bana denk düşmesiyle olan şükürle ilgili, gerisi kimseye düşmüyor. Sadece sen ve ben Clark. İyi geceler.

Hiç yorum yok: