11.01.2008

Günler;

diye başlayacakmışım, ama ne olduğunu hatırlamıyorum. Araya pek çok şey girdi, iki kişi aradı, bir fincan süt içtim, feyspuk profil fotoğrafımı değiştirdim, fotoğrafları cd ye yükledim, vazodaki kurumaya terk edilmiş nergislere baktım, hala bakıyorum, şimdi yazarken yine baktım, neden değiştirmiyorum ki, vazonun boş kalmasıyla ilgili olabilir. Vazo boş kaldığında eksiliyorum. Yazdan kalma bir iki vidyoya baktım, hani kalabalıkmış restoran, sen de alkış yapıyormuşsun, tamamen beni güldürmek için, çok gülüyormuşum, şimdi yine güldüm, kendi kendime, ne tuhaf.


Bunlar sıkışmış; günlerle, vörd sayfası arasına, oysa ne kadar çok şey sıkıştırmışım. Unutmadan sütün kaymağından nefretle karışık başka bir his duyuyorum, bu sadece nefretle anlatılamaz bir his.


Sonra, günler geçiyor, bunu hep diyorum, ne alıp veremediğim varsa, gün bu geçip gitmekle yükümlü; sana bıraktığı ağır tahribatları düşünmeden, güzel olanları düşündürtmekle yükümlü olan, senin o küçük beynin. Yoksa nasıl iyi bir insan olursun.


Bir vazonun içinde iki çiçektik oysa, dışardaki soğukla ilgilenmeyecek kadar kalorifer yanı, sokak manzaralı bir yerimiz vardı. Dışarısı camın ardında olduğundan dışarıdaydı, camın ardı hep dışarısıydı bizim için. Neden senden önce solmaya başladım ki, oysa aynı vazonun çiçekleriydik, sadece benim ellerimdi kınalı olan.


Neşeli, güleç yüzün aklımda diyor üniversiteden bir arkadaşım, ne güzel çocuklardık biz, büyüdük de ne oldu, acıdık sadece. Acıyınca kötü espride çok yapar olduk, acıyınca gözlerimiz buğulandı, hoh yaptık sildik.


Bıraksan şimdi beni, hayatımın sonuna kadar yürüyebilirim, ama böyle bir hayat süremiyoruz hiçbirimiz, dünya yaşanılacak yer olurdu böyle olsaydı, yoksa neden bu kadar çok üzgün insan var, mutlu oluyoruz üzüntülerimizle, senin daha çok üzüntün varsa benden şanslı kılıyoruz o gün kendimizi, yarını düşünmeden, ne pis insanlarız biz. Aklıma başka bir şey gelmiyor bununla ilgili, sadece nefret edilmeye bile değmeyecek onca insanla aynı havayı teneffüs etmek sıkıcı olan, yoksa hayat işte, ne değiştirebilir ki, benim gibi küçük bir ütopist.


Hiç yorum yok: