25.02.2008


Küçüktüm, o sıralar bir şeye hasta olmak nasıl olunurdu bilmezdim, hasta olamayacak kadar severdik, şimdi severken hastalanıyoruz.


Mesela Turbo ve Minti sakızları vardı, en çok sevdiklerimden, başka var mıydı hatırlamıyorum. Minti den artiz fotoğrafları, Turbo dan araba fotoğrafları çıkardı, en çok Turbo sakızını severdim.


Çok büyük geldiğinden, önce ikiye böler birazını çiğneyip yutar, daha sonra öbür yarısını ondan daha uzun çiğnemeye çalışırdım, ama en keyifli anı sakızı yutmaktı. Annem kızardı, ben onun gözünün içine baka baka yutardım, büyük bir keyifle; yaramazdım o sıralar.


Minti nin içinden çıkan artiz fotoğraflarının yüzleri hiç belli olmazdı, ama o sakızı yutmak çok keyifliydi, zira ağzıma atar atmaz yutardım, bir çırpıda. Bir de bakkalın önündeki rafta rengarenk şekerli sakızlar olurdu, limon ya da çilek görüntüsün de, içinde ekşi bir şeyler vardı, çiğnediğimde bütün gün dilim kırmızı dolaşırdım, marifetmiş gibi.


Küçüktük, her şeyin mübah olduğu dönemlerdeydik.


Hiç yorum yok: