11.03.2008

Bir yanda biriken işler, diğer yanda sıkıca bağladığım saçlarım, sıktıkça canım acıyor; acıdıkça keyif alıyorum.

Işık kayboluyor, susuyorum; hani senin de diyebileceğin kelimelerin kalmadıysa doğru yerdesin.

Fotoğraflarıma sıkıştırdığım insanların güleç yüzleri mutlu ediyor bugünlerde, bir de hiç bilemediğim birkaç şey, gerisi su götürmez karmaşalar silsilesi. Alışamadım diyorum, alıştığım onca karmaşaya bakıp, bakıp; vazgeçiyorum.

Kazınan yerde kalırmış, sadece yokmuş gibi yapıp, devam edersin, sonra durup tam düşünecekken, aklını o duvardan, bu duvara savurursun, belki öğreneceğim çok şey vardır dersin, sonra ne gerek var bunca şeye dersin, gerek yoktur. Yine dizilir yüreğine ayva lokmaları, dışardan bakıldığında görülmeyen her şey mubahtır. Sadece su içersin gitmez, durur orada yıllarca, her yutkunduğunda canın acır, boğulur gibi olursun, sonra geçmeyeceğini bile, bile kabullenirsin.

Hüznümü saklamak istememden onca telaş, yoksa kaç mevsim geçti üzerinden bilmiyorum, soğuktu kabanlarımız vardı, şimdi ısındı ama hala soğuk, hatta ayaz buralar. Hayatımın üçte biriyle fotoğraf çekmek istiyorum, gerisi sizin olsun. Hani gelirsem aklına, kovma beni olur mu, istediğim başka bir şey yok.

Şimdi kapıyoruz gözlerimizi, üçe kadar sayıyoruz…

Geçmediyse, yapabileceklerimiz sınırlı biraz sessizlik ve derin bir uyku, yapılabilecek en güzel şey buymuş deyip, avunuyoruz.
Bu kadar.

Yutkunuyorum, gitmiyor.
Diyeceğin hiçbir şeyin yoksa doğru yerdesin…

Hiç yorum yok: