3.03.2008



Okusanız da, okumasanız da, kaybedeceğiniz bir şey olmadığını düşündüğüm yazılardan...


Hani iç içe konulunca tüm tencereler, yerden kazanıyorduk, oysa kapaklarını nereye koyacağımızdan bahsetmemişti haber bültenleri, gerçi haberler de neyden bahsettiğinden bir haberdi. Ah evreka, ödediğim taksitlere yanarım.


Şimdilerdeyse kanser yapmayan ne kaldı ya da ne yaparsak kurtulabilirdik bu illetten bunu tartışıyoruz, kalın tabanlı çelik tencereler bugünlerde fayda sağlayan tüketim malzemeleri kapsamında fakat ne zaman kapsam dışı kalır onu daha bilemiyoruz. Bu, yeni bir ürünün, kimlere ne kadar yutturulduğunla da alakalı, payımıza ne düştüğünü ilerde göreceğiz.


Bizim gibi bir kategoriye nail olamamış ülkelerde, insanlar şununla, bununla uğraşırken, zaman hiçbir şeyle uğraşmadan geçip, gidiyor.


Kimler kaç kişi olduklarının çabası içinde boğuşurken, dışında kalanı nasıl silkeleyeceğinin kavgasını yapıyor. Kimler kimlere bu kadar sinirleniyor, kimler kendilerini iyi anlatamamış olmanın verdiği anlamsız rüzgarla savruluyor. Her şey çok anlamsız ve çok saçma, savruluyor, savrultuluyoruz, hiç kimse samimi değil, kimsenin kimseden farkı yok. Gövde gösterisine dönüştü bu işler, içeriğiyle kimsenin ilgilendiği yok, kim ne yaptığını bile bilmiyor, sadece kişi avlamak dertleri, kimin yandaşının daha çok olduğuyla ilgili yurdumda her şey...


her bir şeyin müstahak olduğu yıllar bunlar...


Konuşmak için kelimeler var da, ben ne anlatırsam anlatayım, senin anladığın kadarım, durum bu olunca her şey vızz vızz


*Yine de içinden düşünüp, konuşmak en güzel olanı; tavsiye ediyoruz.


*Bir süper kahramanın yakışıklı olması, hiç yakışık değil bence.


*Anlamaya çalışıyorum, kapsama alanına girdiğimde size de anlatacağım.


*Yalnız, sessiz ve huzurlu günler dileğiyle, ayarlarınızla oynamayın, oynatmayın.


*Perde değiştirir gibi heydır değiştiriyorum, mutluyum.

.

Hiç yorum yok: