9.05.2008

.
Blog, senin de canın sıkılmıyor mu bazı zaman? Diyalog içinde geçen şuh yazılarımıza ortak olan onlarca insan, ne düşünüyor ikimiz hakkında hiç düşündün mü? Yoksa ne istesin bu zavallı blog sahibesi, geleceğin ucundan, az buçuk görse kafi gelecekken, burnunun önünü göremiyor ki buna; içten, içten güldüğünü bilip de bilmiyor gibi yapmak, nasıl iyi geliyor vicdanıma anlatamam sana.


Uzun cümleler zamanı mı? Yoksa önleyemediği yazma hissini, koyacak yerler bulamazken nerden çıktı bu kısmi zihin kayıpları anlamış değilim.
Yok.
Esasen biliyorum okuyucu, ama inanın sizin bilmek istediğinize dair, en ufak bir belirti yok, hatta hiçbir şey yok. Bir ben varım, birde senim, gerisi yıllara yaygın ev kredisinin sıkıntılı kuyruğu, üzerimizden ne geçiyor bilmiyorum, sağanağa mı tutuluyor, kayıp mı oluyoruz, bildiklerimizi, bilmiyor gibi yapıp, sarıp sarmalıyor muyuz, inan hiçbir önemi yok, ne kadar çok şey merak ettiğinle ilintili esasen, her seferinde, dibe batmak gibi ya da anlayamadığım onca dürtünün bedenime saplanması…

Uyuyordum esasen, sen de kim bilir kaçıncı uykunun en mışılındasın, ne için uyandığımı bilmiyorum, tek hatırladığım yazı yazıyor olmam, gerisini okuyorsunuz işte, perdeyi araladığında görmek istediğin çıkmayınca yaşadığın hayal kırıklığını kime anlatabilirsin ki ya da günümüzde biz bunlara hayal kırıklığı diyor muyuz?

Hiçbir şey bilmek istemiyorum, bildiklerimle yetindiğim, ıssız bir adaya düştüğümde başımın çaresine bakacağıma dair güçlü hisler besledğim dönemlerimdeydim ki sen geldin, şimdi ne yapıyor bu güzel kafa, sürekli düşlüyor, sürekli merak ediyor, sürekli gülüyor, sürekli sormak istiyor, sürekli kaçarken ne yöne kaçtığını bilemiyor, sürekli seviyor, hiç korkmadan ilk günkü gibi şaşırtıcı bir saflıkla seviyor, seviliyor…


Oysa kaç bahar geçti, hiç soru sordum mu sana blog?
Konuşmaya, konuşmaya birikenler dökülürken; ucumdaki, tuzumu silemezken; endişeli beklediğini bilip de, çaresizliğine üzüldün mü sen?
Ben hem kendime, hem de ona üzülebilecek kadar yetenekle donatılmış bir bünyeyim blog, bunu benden daha iyi sen bilirsin, kaç kere sildim seni blog, bir daha söz, canım acımasın, ben de seni acıtmayacağım…

Seni çok seviyorum.
Senim e…
!

Hiç yorum yok: