23.05.2008


...



Nedensiz onca şey;


nedenler ya da anlamlar yüklemiyorduk çok öncelerden bilog hatırlarsan, şimdilerde ne değişti, değişen neydi bilememiştim de yeniden eskisi gibi olmak için inanılmaz istekler içinde buluvermiştim kendimi. Yoksa ben aynı bendi, kafamı çıkartmıştım ki kovuktan, yeniden dönmeye karar vermem çok zamanımı almadı, üzüntüler besleyip, büyütmek kovukta yaşayanlara yakışacak türden şeyler, hep burada kalsam, hiç dokunulmasam, hiç bilmesem, burada sadece bildiklerimle yetinip, hayaller kursam yine eskisi gibi; olur mu bilog?


“Muzaffer, bunlarla mı çekiliyor filmler.”

“Yok baba, bunlarla deneme çekimi yapılıyor, daha büyük makinelerle çekiliyor filmler”



Ne güzel anne, babadır; ne zamandır izlemediğimi düşündüm, Mayıs Sıkıntısı'nı gerçi uzun bir süre daha izlemek istediğimden de emin değilim.



Yöntemler hep aynı, önce biraz zaman sindirebilmek için, sonra olmamış gibi düşünmeye koşullanmak, sonrasında kovuk hayatı, tam belgesellik...


Serengetinin akşam üzerlerine yakışır kırmızılıklar sarmış doğayı, Mayıs sıkıntısında da ne güzel sesler vardı, hayran kaldım yine, nereden baksan, renkler, görüntüler, sesler, ve Ali müthişti. Ne diyordum, kırmızı akşamlar olurken, çok sessiz olur buralar okuyucu, öyle böyle değil, aklındakileri boşaltmak için o kadar sallamamak gerektiğine inanırsın ki burnun da doluysa, çok feci bir şeydir. Ben yine de serengetinin akşam üzerinde küçük bir civcivim, biraz nezle gibiyim sanki, yoksa neler anlatıyorum farkında da değilim, hani nedensiz diye başladım, sonunu getirmek istemediğim onca kelime sıralanmış, yerli yersiz diziyorum.


Sığdıramadığımız kelimelerde oluyor, literatürden gözünün yaşına bakmadan çıkardığımız onca kelime, şımarıklık, hatıra, anı, vs... ne varsa önce anı silici doktora götürüyoruz, sonra o ve ekibi birer birer siliyor kafamızın içinde ne varsa, nasıl boş bir kafa, dolmak için beklese de artık çok zor.

Hayat sonuçta çok nedensiz, şimdilerde ne yapacağım peki bilog?


Daha çok kitap okuyacağım, lep tapımın şarjı bitene kadar İnternet hakkımı saklı tutacağım ve bitince şarj açacağım birinci hamurlarımı, katılacağım aralarına yine eskisi gibi, okuduğum romanları yeniden okumak, hatta önce mülksüzler ile başlamak niyeti taşımakta bu yürek, Ursula ablamız ne güzel gider şimdi bu tıkalı burunlara, nane limon kokulu odalara....







...



Görüşürüz sonra bilog,

şarkı da koyacaktım okuyucu senin için, unuttum.

Neyse, kal sağlıcakla...

Hiç yorum yok: