27.06.2008



*o*


Aslında saat yedide evde olmamın nedenini tek sen biliyorsun. Geri kalanı, manikür yaptırmaya gittiğimi, balıklara yem vermem gerektiği için gittiğimi ya da sebepsiz çıktığımı düşünüyor. Oysa ikimizin bildiğiyle de dönüyor dünya... negzel değil mi?




Aslında bunu biliyor olman çok hoşuma gidiyor, bunu yazarken, yine telefondaki gibi gülüyorum. Bunu yazmak dahi ne kadar dahi anlamı katsa da ikimize, ah bir bilsen, ben senden çıkamıyorum; eteklerimden ziller, saçlarımdan kelebekler, dudaklarımdan damlacıklar, gözlerimden baloncuklar çekiştiriyor. Gerisi evimizin çatı katında tek kişilik oda orkestram, sen locada yerini aldığında başlıyoruz, gerisi size ve dünyaya kalmış, isterse hiç dönmesin, hepiniz düşün; inan ilgilenmiyorum. Zerre dahi nokta.




Çıtım çıkıyor artık çatımda... parmak uçlarımda yürüyorum, geceden lâl konuyor, kayboluyorum. Aynalara karışıyor sessizliğim, ateşler yanıyor içimdeki plajlarda, sana sesleniyorum, sen beni duyuyor gibi yap, gerisine karışma;




çığlıklarım salıncağın ucunda...


(parantez içlerinde sev beni, yoksa fazla bu dünyaya gerisi...)





.



Hiç yorum yok: