8.08.2008




*


Balonuyla çıkıyor çocuk, kar, tipi; çocuk işte ötesini düşünmüyor, balonu elinde coşkuyla koşuyor, koşuyor, bırakıyor elinden balonunu...


Saaterdir Arizona Dream'i izliyorum, balon Johnny Deep'in uyuduğu kamyonete gelene kadar, gerisi sıkıyor beni, amcası boğuyor beni, hayallerini kaldıracak dermanım yok, sadece ilk sahnelerindeki kar görüntüleri için, soğuğu iliğimde hissetmek için ve sonrasında çocuğun sevinci için izliyorum, kaç oldu saymadım, sadece izliyorum, otuzu da geçmiş olabilir, nasıl sıcak, düşmek istiyorum, sadece beni tutan biri olsa keşke aşağıda diyorum, bıraksam kendimi, rüzgar yalayıp geçse yüzümü, sonra biri tutsa beni, geçti dese, önceden olanları hatırlamasam, nasıl bu kadar çaresiz olduğumu bilmesem, tutsa biri beni, sadece tutsa o kadar, gerisi hiçbir şey yapmadan geçip, gitse; çok yoruldum....


Balıktan çıkan o şeyi şişirip balon yapıyor babası, çocuk nasıl sevinçle çıkıyor soğuğa, nasıl koşuyor...


Dün gece çok sıcaktı, saatlerdir Arizona Dream izliyorum, aklımda sadece atlamak var.

Aklımda hep yapamadıklarım var, gerisinde olmayan onca şeyin tütsüsü, sonra sanrılar, hayaller, gerçekler, tetikleyen öfke patlamaları ve bekleyemeyişliğim, yorgunluğum, uzun uzadıya giden bir yol, o kavşaktan önce bir çıkış ve ürkekliğim...




...balonu elinde coşkuyla koşuyor, koşuyor, bırakıyor elinden balonunu...



Neyseki hayatımın sonuna kadar mucizelere inanacak yaşı geçirmeyeceğim...


*

Hiç yorum yok: