8.10.2008



*

S/68 “ hem o çoktan hazır, anasının kızı rollerine”


Rahatsız edici bir his sadece, tuhaf olanıysa hangi halin kadını olursa olsun ( içten gelen anne düzenini sürükleme psikolojisi belki de...) ben bunu yaptım diyebilmesidir kendisine. Bunu yaptığımı biliyorum. Hele ki adamın önlenemez etkisine kapıldıysam, güdülerimin önlenemez sarhoşluğuna esir edebiliyorum kendimi.


O kadar tuhaf ki; sanki evinde yerini değiştirdiğim her hangi bir şeyle, hayatına bir çizik atıyormuşum gibi saçma bir aidiyet de olabilirdi bu, üzerinde çok düşünülmeden, sabah kahvaltısında akla gelen sıralı cümleler dökümü sadece, oysa biliyorum ki gömleklerini ütülemekten aldığım keyif anlatılamaz bir şeydi. Süper değil mi?


Sorumlulukların en minimal hallerinin önlenemez keyfi, bir diğerinin gömleğinin ütüsünde bile...


(...) Gerginliği sabahın köründen devam eden bir adamın, karşısına çıkan o muhteşem kadınla, kahvaltı masasında ne yapacağını bilemeyip, çayını tokuşturmak istemesi (...) Ya Rab; nasıl bir salaklık halidir, kendimi görüyorum her defasında...


Çok konuşulan bir masanın, sessiz misafiriyseniz içiniz hiç susmuyor demektir. Bir de payınıza o tuhaf, esrikli duygu hali düşmüş ise değmeyin keyfinize; uzak diyarların, kendine geveze zamanları, varsın karşındaki “ne düşünüyor ki bu şimdi” desin, sen içini susturamamanın derdinde, tuhaf yalnızlığına gömülürsün.


Kim için önemlidir ki bu?


Esrikli ruh halim, utanmıyor musun hiç bu halinden?




Hiç yorum yok: