2.05.2008

.
Uzun zamanlar mıydı, hatırlayamadığım günlerin buruk hissi miydi, bilemediğim günlerin acısı gelip, beni mi kavurmuştu, yoksa, eskiye dair ne varsa çiçeklendiğim, yine eskiye mi aitlerdi…

Nasıl bir yanılsamaydı ya da mutlu olmak çok gerilerdeydi de, ben mi yanlış zaman bekçiliğimin mesaisindeydim.

Kafamın içi binlerce kayık yükü, ağlar atılıyor, martılar sesleniyor, unuttuğum manzaralar aralanıyor, kalıyorum ıssızlığımda denizin nem kokusuna…

Uzun zamanlar önceydi bu tip hisler beslemeyeli, ne kadar uzun zamanlar önceydi anımsamıyordum da şimdi anımsadıklarımı koyacak yerler bulamıyordum…

Neyse geçti değil mi?
Kaldık yine biz bize, içimde onca kraliyet, bayraklar göklerde…
Kime ne ki bundan,
Şimdi uzun gecelerin piyano tuşları, uzun sohbetlerin sızılar, düşünme geçer, gider,
Düşünme şimdi, bu ayı da çıkardın mı,
bizimdir gördüğün bu fidanlıklar.

!

Hiç yorum yok: