25.05.2008


*



Sebepsiz uzuyor geceler, inan nedeni yok, adam o kadar ıslak bakıyor ki kadının hırçınlığı aralarındaki büyünün tek nedeniymiş gibi duruyor, oysa adam nasıl ıslak bakıyor, ön dişindeki kırık bile rahatsız edici değil, o ıslak bakışlarının altındaki sıcacık gülümsemesi,

ah Stephane! Sabina nasıl dans ediyor öyle, benim bile içim tuhaflaşırken, seni düşünemiyorum.

Hop hop hopa hop hop

nasıl bir oynamaktı o yahu... Gıdıklar gibi...



Küçük notlar iliştiriyorum biloga;


Tony Gatlif, ne iyi etmiş de Gadjo Dilo'yu çekmiş, insan nasıl ironikleşiyor gecenin daha da bir içinde...


Man On The Moon filmi var ya bir de bilogcum, seyret seyret doyamıyorum, Edward veya Jim Carrey olsun demişlerdi sanırım, sonra Jim Carrey de karar kılmışlardı, ama ne iyi etmişler, ne müthiş bir adam o öyle, iyi komedyenler, iyi dram oynarlar zaten, yine de buraya yazılmayı hak ediyor daha da ötesi, yıllarca izlenilmeyi...


Geceleri uyuyamıyorum, nedenini sana da söylemiştim....


Gözlerim kapanmıyor, kapanıyor gibi yapıp, akıl oyuncularım, kurduğum oyunlarda oynuyor....


Yolculuk varsa, cam kenarı olsun, olmadı yanından da güzel zaten bu dünya, diyemediklerimizi savurunca, koştuğumuz manzaraların turuncuları bize kalsın başka bir şey istemem, bir de yakamozlu akşamlar...


Parmakların saçımda olsa, hiç fena olmazdı. Ben de uçlarında...



Hani hiçbiri olmadı diyelim; sen aç bana oradan bir Elvan gazozu, çıkalım en yükseklerimize, çıtlayalım çekirdeklerimizi, dilim, ağzım şişsin tuzundan, gazozu iyileştirsin tadıyla, senli , benli olsun yakamozlar, düşünmeyelim çekirdek kabuklarını, tuzlanalım... Çekirdek çıtlayalım, sabahlara kadar.



Dikkat empüç var ısısrır.





*

Hiç yorum yok: