kıssadan hissiyat
* Bugün Patricia Kaas dinleyecek gibi duruyorum sanki...
* Güneş de yok.
* En güzeli, bilmediğin bir dilden duygusal ve acıklı olduğunu hissettirecek, ağır tahribat vermeyecek musikiler dinlemek.
* Anlamını bilmek, parça tesirli afiş asmışsın hissiyle donatıyor hücrelerimi.
* Adam usulca mırıldanmaya başladığım tınıları, tam bir şölene çevirdi.
* Ay, kim ki bu dük?
* Kim Ku Duk.
* Oooov, evet bebeğim!
* Şu denize nasır kasabamız neden Mısır olmayasın ki? Nasr.
* Nasıl yani?
* Yok, cidden kovır parçaların hastasıyız.
* Lütfen, sırası değil şimdi.
* Saçlarım elektriklenince tavus kuşu kuyruğu modeli kafam oluyor. Çok heyecanlanıyoruz. Renk geçişlerini görmelisin, ohh miracle.
* Her seferinde vaz geçmek, nasıl güzel okuyucu. Sen nereden bileceksin. Okuyucumla konuşuyorum. Göz temasını kaybetmeyelim. Hadi bebeğim.
* Ay! Latin Amerika lılar duygusal olmaya çalışmayın lütfen, doğanızda yokmuş gibi. Dilinizle de ilintili olabilir. İnti İlimani. Güneşin oğlu Estabanım.
* Nüyçün özlemeyeyim ki seni, sevdiğim, saydığım, gerektiğinde ısırabildiğim bir arkadaşımsın.
* Şimdi hiç sırası değil.
İtalik eylemlerimiz devam edecek.
KUZEY KORE HALK OYUNLARI EKİBİ.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder